Hamilelik Notları yazı serisine hafif bir başlangıç yapmıştım. Bazı durumları her hamile yaşamıyor olabilir. Ama bu yazıda bahsedeceğim “beden algısı ve kilo meselesi” üzerine hiç dertlenmeden gebelik geçirmiş/ geçiren bir kadın varsa aramızda, sessiz kalmasını tavsiye ederim ?
Mide bulantıları, sancılar, reflü, ödem..
İnsan her şeye dayanıyor ama tartı ve ayna ile yüzleşme seansları çok zor.
Çocuğu kanlı canlı olsun diye iki kişilik yiyen ‘anaç kadın’ ile hamileliğini 8kg ve minicik şortlarıyla tamamlayan ‘bakımlı kadın’ modelleri arasında sıkışıp kalmış olmak, ruhsal olarak en yıpratıcı faktörlerden biri.
“Bu hafta bebeğinizin tırnakları çıkmaya başladı, kulakları şöyle oldu, boyutları bir ananas büyüklüğüne ulaştı” gibi bilgilerden ziyade hamilelik geçirmiş bir ünlü nasıl beslenmiş, hangi çatlak yağını sürmüş, hangi sporu yapmış da kalçası hiç genişlememiş” gibi bilgiler daha çok ilgimizi çekiyor.
Bu kaygılar çok doğal. Hızla değişen bir şeye adapte olmak zaten zorken, konu dış görünüşümüz olduğunda “analık duyguları” kaygıyı sihirli bir şekilde ortadan kaldırmıyor.
Aşağıdaki maddelerden bir kaçını ya da tamamını yaşıyorsanız bilin ki hamilesiniz ?
- Sıklıkla artık çekici bir kadın olmadığın düşüncesine kapılma
- “Çok şirin bir hamile oldun” diyenlere “kib bye!” diyerek uzaklaşma isteği
- Şık olmanın yüzyıllar öncesinde kalmış tatlı bir anıdan başka bir şey ifade etmemesi
- Bir kaç ay sonra giymeyeceğin kıyafetler için para harcamak istemediğinden forma haline gelmiş sayılı kombinle idare etme
- Fotoğraf çektirme motivasyonunun yok olması (hep aynı kıyafet, artık bir şekli olmayan belini kamufle edememe, popo ve göbek ilerleyişinin fotoğrafa 3. boyut katması..)
- Yeni sezon kıyafetlerine, Sezerciğin filmindeki “ çok mu tatlı? bir gün ben de yiyeceğim” bakışı atmak
- Doğumdan 1 hafta sonra Şeyma Subaşı fiziğine sahip olma inancına tutunmak
- Aynı dönemde hamilelik yaşayan ünlülerin kaç kg aldığını öğrenmek için instagram hesaplarının altındaki milyarlarca yorumu üşenmeden okumak.
- Çatlak oluşmasın diye her gün pehlivan gibi yağlanmak
Bu hisleri, kaygıları %100 ortadan kaldırmak mümkün değil tabii. Sonuçta hayatımızda bir Ebru Şallı bir Şeyda Coşkun var. Ama olaya başka taraftan bakarak kaygıyı konfora dönüştürebiliriz.
Küçük çözüm önerileri;
- Bırak, vücut yağını eşin sürsün. Her gün yapmaya ikna etmek zor olabilir ama en azından iki günde bir uyumadan önce hafif bir masajla bu görevi o devralabilir. Böylelikle zahmetli bir iş keyif verici bir ilgi seansına dönüşür. Ayrıca bu sayede o da vücut değişimini yakından gözlemleyeceği için sürece seninle birlikte dahil olmuş olur. Eğer yapmak istemezse aşağıdaki argümanı kullanarak sonsuza kadar çirkefleşebilirsin.
- Yapamadığın alış veriş bütçesini, kendini şımartacak aktivitelere ayır. Hamile masajına git, sonrasında söyle zencefil çayını bornozunla keyif yap. Bir kot pantolon fiyatı. Pilates ya da yoga derslerine katıl. Hem ağrıların azalacak hem de aktif olmaya devam edebildiğini görüp hayatının kontrolü elinden gidiyor hissine kapılmayacaksın.
- Aynı kombinleri giymenin zaman açısından nasıl fark yarattığını gör. Ne giyeceğim ne ile kombinleyeceğim derdine son! Evden hızlıca çıkabilmek ne büyük bir özgürlük Allah’ım! Bir de zamanla farkedeceksin ki senin aynı kıyafetleri giymen kimsenin umrunda değil. Farketmeyecekler bile, çünkü herkes kendi giydiği ile meşgul.
- Kendinle ateşkes için büyük fırsat! Şu dönemde kendinle barış imzalayabilirsen, daha da sırtın yere gelmez. Kendini kabullenip, her halinle sevmen için bütün şartlar hazır ? O yüzden fotoğraf çektirmekten korkma.
- Kendini başkalarıyla kıyaslama. Ne pozitif ne de negatif olarak kıyaslama işine hiç girme. Herkesin hamileliği kendine 🙂
- Sürekli tartılma. Yediğin içtiğin belli. Abarttığını farketmen için tartılmana lüzum yok, kendine itiraf etmen yeterli ? Doktor kontrolünde tartılıyorsun zaten. Artan gramları görüp her gün kendine işkence etmene lüzum yok.
- Şefkatini, desteğini hissetmediğin insanlarla görüşmemeye çalış. Aslında bu hayatın her dönemi için uygulanması gereken bir öneri ama hamileyken özellikle dikkat etmek gerek. Daha rahat geçirme imkanın varsa kendi ellerinle daha zor hale getirme.
- İnsanların sana “ ayy sen şimdi hamilelik duygusallığıyla hareket ediyorsun” bilmişliğini yapmasına müsaade etme. Koy tavrını ? Sen, nezle olana “ ayy sen şimdi nasıl sümüklüsündür” diyor musun?
Hamileliğe dair sizin kaygılarınız, deneyimleriniz neler? Aşağıya yazın dertleşelim:)
Bir cevap yazın